Öğle yemeği arasına kadar Boston'a varmalıyım.
- I should get to Boston by lunchtime.
Bugün öğle yemeği vakti, ailedeki bir cenaze nedeniyle alışıldık restoranımız kapalıydı.
- At lunchtime today, our usual restaurant was closed because of a funeral in the family.
It's almost lunchtime, so I think I'll finish up later this afternoon.