Bir sürü insan vardı.
- There were lots of people.
Bay Miyake Kurashiki'de kaldığım sırada bana bir sürü yer gösterdi.
- Mr Miyake showed me lots of places during my stay in Kurashiki.
Oyun çok sayıda insanı heyecanlandırdı.
- The game excited lots of people.
Biz piknikte çok eğlendik.
- We had lots of fun at the picnic.
Hâlâ birçok batıl inanca inanılıyor.
- Lots of superstitions are still believed in.
Birçok kız Tom'u sever.
- Lots of girls like Tom.