Tom yiyecek bir şey aramak için dışarı çıktı.
- Tom went out to look for something to eat.
Tom bir iş aramak zorundadır.
- Tom has to look for a job.
Kitabı bulmaya çalışmak için birçok dükkana gittim.
- I went to many shops to look for the book.
Niçin Tom'u aramıyorsun?
- Why don't you look for Tom?
Polis Tom'a onun kızını arayacağına söz verdi.
- The police promised Tom that they would look for his daughter.
He spent his life looking for the truth.
... If I'm not looking for a company's ...
... So we have searchers looking for the information. ...