Bir iş aramak için New York'a geldi.
- He came to New York in order to look for a job.
Tom bir iş aramak zorundadır.
- Tom has to look for a job.
Sen yokken evine göz kulak olmak için elimden geleni yapacağım.
- I'll try my best to look after your house while you're away.
Tom annesine göz kulak olmak zorunda.
- Tom has to look after his mother.
Kitabı bulmaya çalışmak için birçok dükkana gittim.
- I went to many shops to look for the book.
Çocuklara bakmak zorunda kaldım.
- I had to look after the children.
Bu kediye bakmak zorundayım.
- I have to look after this cat.
Ayrılalım ve Tom'u arayalım.
- Let's split up and look for Tom.
Tom yiyecek bir şey aramak için dışarı çıktı.
- Tom went out to look for something to eat.
Sen alışverişe giderken ben çocuklara bakarım.
- I'll look after the children while you go shopping.
Yarın köpeğime bakar mısın lütfen?
- Would you please look after my dog tomorrow?
He asked me to look after his daughter while he was away.
He spent his life looking for the truth.