limerent

listen to the pronunciation of limerent
Английский Язык - Турецкий язык

Определение limerent в Английский Язык Турецкий язык словарь

in love
aşık olmuş

O, ona zaten âşık olmuştu. - She was already in love with him.

Tüm kızlar Tom'a âşık olmuş gibi görünüyor. - All the girls seem to have fallen in love with Tom.

in love
gönül çekmek
in love
başı dumanlı
in love
sevdalı
infatuated
(with ile) sırılsıklam aşık
infatuated
deli gibi aşık
in love
Âşık olmuş, âşık. "He iş in love with her."
in love
tutulmuş
infatuated
{s} delicesine aşık

Tom Mary'ye delicesine aşık oldu. - Tom is totally infatuated with Mary.

O Alice'e delicesine âşık. - He is infatuated with Alice.

infatuated
{s} aklı başından gitmiş
infatuated
{s} karasevdalı
Английский Язык - Английский Язык
infatuated
in love