Benim lisansımda üç nokta var.
- I have three points on my licence.
Polis olay yerinde Tom'un lisansını askıya aldı.
- The police suspended Tom's licence on the spot.
Balıkçılık ruhsatınız var mı?
- Do you have a fishing license?
Ruhsatsız balık avlamaktan ceza yedim.
- I was fined for fishing without a license.
Elbette, vinç kullanmak için bir lisans gerekli.
- Of course, a license is needed to operate a crane.
Posta ile lisansını alacaksın.
- You'll be receiving your license in the mail.
O, ona bir araba aldı, ama onun bir sürücü ehliyeti yoktu bu yüzden o onu hiçbir yere süremedi.
- She bought him a car, but he didn't have a driver's license so he couldn't drive it anywhere.
Ehliyetimi geçen ay yenilettim.
- I had my driver's license renewed last month.
Ben geçici bir ruhsat aldım.
- I've got a provisional licence.
Tom'un bir izin belgesi var mı?
- Does Tom have a license?
Neden ehliyet almama izin vermedin?
- Why wouldn't you let me get a driver's license?
Tom'un bir izin belgesi var mı?
- Does Tom have a license?
O yirmi sekiz yaşına kadar ehliyet almadı.
- He didn't get a driving licence until he was twenty-eight.
Tom'un ehliyetine el konuldu.
- Tom has had his licence suspended.