Bu günlerde bana gittikçe daha az sıklıkta yazıyor.
- He writes to me less and less often these days.
O biraz matematik, daha az kimya bilir.
- He knows little of mathematics, still less of chemistry.
Bir kelime kullandığımda,Humpty Dumpty ifade etmek için tam benim seçtiğimi o ifade ediyor-ne daha fazla ne daha az dedi.
- When I use a word, Humpty Dumpty said, it means just what I choose it to mean - neither more nor less.
Sandığımdan daha az zaman var.
- There is less time than I thought.
Şimdi hakkında endişelenecek daha az şeyimiz var.
- Now we have one less thing to worry about.
Onun daha az şeyi kabulleneceğinden emin değildim.
- I wasn't sure that he would settle for anything less.
Bu kitap aşağı yukarı 20 avroya mâl oldu.
- This book costs more or less 20 euros.
Tom kesinlikle bir saat için 300 dolardan daha aşağısına çalışmaz.
- Tom definitely won't work for less than $300 an hour.
Tom yirmi dakikadan daha az bir sürede oraya varmayı başardı.
- Tom was able to get there in less than twenty minutes.
Tom üç haftadan daha az bir süre önce Boston'a vardı.
- Tom arrived in Boston less than three weeks ago.
This is a less bad solution than I thought possible.
It should then tax all of that as personal income, less the proportion of the car's annual mileage demonstrably clocked up on company business.
Those Rattels are somewhat like the chape of a Rapier, but lesse .
This is not a happy situation as far as the International Alliance of Theatrical Stage Employes is concerned because it means less jobs for the union's members here at home.
I have less tea than coffee.