Öğrencilerden herhangi birine kitaplarımı ödünç vermek istemiyorum.
- I don't lend my books to any of the students.
Tom bana biraz para ödünç vermek için yeterince kibardı.
- Tom was kind enough to lend me some money.
Öğrencilerden herhangi birine kitaplarımı ödünç vermek istemiyorum.
- I don't lend my books to any of the students.
Paranı ona ödünç vermek senin aptallığın.
- It is stupid of you to lend him your money.
Tom'un Mary'den video kamerasını ona ödünç vermesi için isteme cesareti yok.
- Tom doesn't have the courage to ask Mary to lend him her video camera.
Paranı ona ödünç vermek senin aptallığın.
- It is stupid of you to lend him your money.
Bana sözlüğünü ödünç ver, lütfen.
- Lend me your dictionary, please.
Defterimi sana ödünç vereceğim.
- I'll lend you my notebook.
Ne borçlu ne de ödünç veren ol!
- Neither a borrower nor a lender be!
Ne ödünç alan, ne de ödünç veren ol.
- Neither a borrower nor a lender be.
Don't get upset, I was just having a lend.
The long history of the past does not lend itself to a simple black and white interpretation.
... we work with lenders to reform stern loans and today more ...
... sending $60 billion to banks and lenders as middle men for the student loan program, even ...