Japonya'da birçok efsane vardır.
- There are a lot of legends in Japan.
Robin Hood efsanesi bize tanıdık.
- We are familiar with the legend of Robin Hood.
Burada kısa süre dinlenelim. Bacaklarım yorgun ve ben daha fazla yürüyemiyorum.
- Let's take a short rest here. My legs are tired and I can't walk any more.
Kanepeye oturdu ve bacak bacak üstüne attı.
- He sat on the bench and crossed his legs.
Bir kira sözleşmesi, ev sahibi ve kiracıları arasında yasal olarak bağlayıcı bir belgedir.
- A tenancy agreement is a legally binding document between a landlord and their tenant.
Tom bu arazinin yasal sahibidir.
- Tom is the legal owner of this piece of land.
Her iki bacağımı kırdığım dan beri koltuk değneği kullanıyorum.
- I'm on crutches since I broke both my legs.
Birçok insan kollarını ya da bacaklarını kaybetmiş.
- Many had lost their arms or legs.
Bir bebek olarak dört ayak üzerinde emekler, sonra iki bacak üstünde yürümeyi öğrenir, sonunda yaşlılıkta bir değneye ihtiyacı olur.
- It crawls on all fours as a baby, then learns to walk on two legs, and finally needs a cane in old age.
O, tüm ayak işlerini yaptı.
- He did all the legwork.
Dan won't be able to come to the party, since he broke his leg last week and is now on crutches.
... You've got a leg up on a lot of folks. ...