Ben, İzlanda'da yaşamak istiyorum.
- Ich möchte auf Island leben.
İnsan yemek için yaşamaz, tam tersi yaşamak için yer.
- Der Mensch lebt nicht, um zu essen, sondern er isst, um zu leben.
Mars'ta yaşam var mı?
- Gibt es Leben auf dem Mars?
Hapishanedeki yaşam bir hayvanın yaşamından daha kötüdür.
- Das Leben im Gefängnis ist schlimmer als das Leben eines Tieres.
Ben hayatımda öğrenmem gereken her şeyi bir kardan adamdan öğrendim.
- Alles, was man über das Leben wissen muss, habe ich von einem Schneemann gelernt.
Hayat varken ümit vardır.
- Solange es Leben gibt, gibt es Hoffnung.
Seveceksen ömürlük sev yalnızca bir günlük değil!
- Wenn du liebst, liebe ein Leben lang und nicht nur einen Tag!
Seveceksen ömürlük sev yalnızca bir günlük değil!
- Wenn du liebst, liebe ein Leben lang und nicht nur einen Tag!
Birçok ülkede en yüksek ceza ömür boyu hapistir.
- In vielen Ländern ist die lebenslange Freiheitsstrafe die Höchststrafe.
Varlıklı bir bayan olarak Leyla'nın yaşamı bir seraptı.
- Layla's life as a wealthy lady was a mirage.
Onun yüzsüzce meydan okuma hareketi neredeyse hayatına mal oluyordu.
- His brazen act of defiance almost cost him his life.
Tom, anti-nükleer enerji hareketine hayatını adadı.
- Tom has devoted his life to the anti-nuclear-energy movement.
Kendi yaşamını riske atarak çocuğu kurtardı.
- He saved the boy at the risk of his own life.
Kısa sürede yaşam tarzına alıştı.
- She soon adjusted to his way of life.
Hayatta derece yapmak için hepimiz çok çalışırız fakat sadece birkaç kişi başarır.
- We all try hard to make the grade in life, but only a few succeed.
Hayatımda en önemli kişi sizsiniz.
- You are the most important person in my life.
Sağlık ve canlılık uzun hayat için gereklidir.
- Health and vitality are important for long life.
Bazı insanlar ölümden sonra ebedi hayata inanıyorlar.
- Some people believe in eternal life after death.
Bu Amerikan yaşam tarzıdır.
- This is the American way of life.
Yaşam tarzınıza dikkatle bir göz atın.
- Take a fresh look at your lifestyle.
Whether or not Imogen of the Internet will live out her life without causing national scandal depends entirely on Mark Zuckerberg's privacy policies.
- Ob Imogen aus dem Internet ihr Leben ausleben wird, ohne einen landesweiten Skandal auszulösen, hängt gänzlich von Mark Zuckerbergs Datenschutzrichtlinien ab.
Fish cannot live out of water.
- Fische können außerhalb des Wassers nicht leben.
... LEBEN IST NUR EIN TRAUM! ...