I like all vegetables except cabbage.
- Lahana hariç tüm sebzeleri severim.
Cabbage, cauliflower, broccoli, and Brussels sprouts are all cultivars of the same species.
- Lahana, karnabahar, brokoli ve brüksellahanası aynı türün çeşitleridir.
Cauliflower is nothing but cabbage with a college education.
- Karnabahar üniversite eğitimli bir lahanadan başka bir şey değil.
Cabbage can be eaten raw.
- Lahana çiğ olarak yenilebilir.
Mary made a kale and quinoa salad.
- Mary bir kıvırcık lahana ve kinoa salatası yaptı.
People from all the surrounding towns traveled to Mary's farm to buy her coleslaw.
- Tüm çevre kasabalardan insanlar lâhana salatası almak için Mary'nin çiftliğine gitti.
Tom bought a bucket of extra-spicy fried chicken and a container of coleslaw.
- Tom bir ekstra-baharat kovası, kızarmış piliç ve bir konteyner lahana salatası ısmarladı.
Mary made a kale and quinoa salad.
- Mary bir kıvırcık lahana ve kinoa salatası yaptı.