Karışıklığı önlemek için taban da etiketlendi.
- In order to avoid confusion, the bottom is labelled too.
Devam etmek için lütfen Disk 2 etiketli diski yerleştirin.
- To continue, please insert the disc labelled Disc 2.
Çantaya bir etiket iliştirdi.
- He attached a label to the bag.
Tom kemanının bir Stradivarius olduğunu düşündü çünkü Stradivarius adı kemanının içindeki etiketteydi.
- Tom thought his violin was a Stradivarius because the name Stradivarius was on the label inside his violin.
Tom'a tüm kutuları etiketlemesini söyledim.
- I told Tom to label all the boxes.
Genellikle etiketleri dikkatli okurum.
- I usually read labels carefully.
I've labelled the file and put it on your desk..
The butterfly collection had each specimen labelled with the scientfic name on a little piece of paper.
He was labelled as a racist for his otherwise innocent remark.