Your car has a broken taillight.
- Arabanın bozuk bir kuyruk lambası var.
The male peacock has colorful tail feathers.
- Erkek tavus kuşunun renkli kuyruk tüyleri vardır.
I don't like waiting in queues.
- Kuyrukta beklemekten hoşlanmıyorum.
British people are used to standing in queues.
- İngilizler kuyruklarda durmaya alışkın.
Tom had to wait in line for three hours.
- Tom üç saat kuyrukta beklemek zorunda kaldı.
We were made to stand in line.
- Biz kuyrukta ayakta bekletildik.