kurzum

listen to the pronunciation of kurzum
Немецкий Язык - Турецкий язык
kurts-'um kısacası, sözün kısası
{kurts-'um} kısacası, sözün kısası
Турецкий язык - Турецкий язык
(Osmanlı Dönemi) Kavafların ve kunduracıların üzerinde gön ve sahtiyan kesip düzelttikleri yuvarlak tahtalar
Английский Язык - Турецкий язык

Определение kurzum в Английский Язык Турецкий язык словарь

in short
(deyim) kısacası

Kısacası, ben katılmıyorum. - In short, I disagree.

Tom oyuncak ayıları, kartpostal ve pulları, eski paraları, taş ve mineralleri, trafik plakaları ve jant kapaklarını yani kısacası hemen hemen her şeyi toplar. - Tom collects teddy bears, postcards and stamps, old coins, stones and minerals, number plates and hubcaps - in short: almost everything.

in short
uzatmayalım
in short
açıkçası
in short
uzun sözün kısası
in short
velhasıl kelam
in short
kısaca

Kısacası toplantı vakit kaybıydı. - The meeting, in short, was a waste of time.

Proje, kısaca, bir başarısızlıktı. - The project, in short, was a failure.

in short
yani

Tom oyuncak ayıları, kartpostal ve pulları, eski paraları, taş ve mineralleri, trafik plakaları ve jant kapaklarını yani kısacası hemen hemen her şeyi toplar. - Tom collects teddy bears, postcards and stamps, old coins, stones and minerals, number plates and hubcaps - in short: almost everything.

in short
sözün kısası
in short
uzun lâfın kısası

Biz mali olarak sıkıntılıydık, uzun lafın kısası, biz iflastaydık. - We were financially troubled, in short, we were bankrupt.

Немецкий Язык - Английский Язык
in short

In short, he's run off without paying off his debt. - Kurzum hat er sich davongemacht, ohne seine Schulden zu begleichen.

In short, he is a man of great ability. - Er ist kurzum ein Mann von großem Können.

As a summary; as a shortened version of what has been told or what would have been told

I had a look at your fridge, unscrewed the panels at the back and, in short, it's completely broken.

briefly, concisely
in a concise manner; in a few words; "the history is summed up concisely in this book"; "she replied briefly"; "briefly, we have a problem"; "to put it shortly"