About time too, if you ask me! We've been waiting for about 45 minutes for it!.
It's about time for the wedding to start, let's run to the church.
I must rid my kitchen of cockroaches.
- Mutfağımı hamamböceklerinden kurtarmalıyım.
I'm trying to rid myself of this bad habit.
- Kendimi bu kötü alışkanlıktan kurtarmaya çalışıyorum.
He has no redeeming traits.
- Onun kurtarıcı özelliği yok.
He rescued the child from the fire.
- Çocuğu yangından kurtardı.
They rescued him from danger.
- Onlar onu tehlikeden kurtardılar.
Tom rescued the dog from being eaten by the hungry soldiers.
- Tom, köpeği aç askerler tarafından yenilmekten kurtardı.
They hurried to their father's rescue.
- Babalarını kurtarmak için acele ettiler.
The man extricated Ellie from a dangerous situation.
- Adam Ellie'yi tehlikeli bir durumdan kurtardı.
This table is made out of salvaged wood.
- Bu masa kurtarılmış ahşaptan yapılır.
Let's salvage what we can.
- Hadi ne kurtarabilirsek kurtaralım.
The man extricated Ellie from a dangerous situation.
- Adam Ellie'yi tehlikeli bir durumdan kurtardı.
The police recovered the stolen jewelry.
- Polisler çalınan mücevheri kurtardı.
He recovered his stolen wallet.
- O, çalınan cüzdanını kurtardı.