kullanan

listen to the pronunciation of kullanan
Турецкий язык - Английский Язык
occupation
operator
occupier
exploiter
user
(Ticaret) tenant
(Bilgisayar) used by
utilizing
kullan
{f} using

He broke the machine by using it incorrectly. - O, yanlış kullanarak makineyi bozdu.

By using Tatoeba one learns languages. - Bir insan Tatoeba'yı kullanarak dil öğrenir.

hor kullanan
abusive
kötüye kullanan
abusive
kullan
{f} used

You used a condom for birth control, right? - Doğum kontrolü için bir prezervatif kullandın, değil mi?

Na'vi language is used in Avatar. - Na'vi dili Avatar'da kullanılır.

abone bileti kullanan
commuter
en iyi şekilde kullanan
optimise
en iyi şekilde kullanan
optimize
metre sistemini kullanan
metric
metre sistemini kullanan
metrical
kullan
{f} exploiting

Some people try to gain advantage by exploiting their personal contacts. - Bazı insanlar kendi kişisel bağlantılarını kullanarak avantaj kazanmaya çalışır

kullan
{f} ply
kullan
utilize

Atomic energy can be utilized for peaceful purposes. - Atom enerjisi barışçıl amaçlarla kullanılabilir.

I want you to utilize that object. - O nesneyi kullanmanı istiyorum.

kullan
used to

It is a term used to describe the warming of the earth due to increasing amounts of carbon dioxide in the atmosphere. - O, atmosferdeki karbon dioksit miktarlarının artmasından dolayı Dünyanın ısınmasını tanımlamak için kullanılan bir terimdir.

I used to use Twitter, but then found it a bit boring, so I stopped using it. - Twitter'ı kullanırdım, fakat sonra onu sıkıcı biraz buldum, bu yüzden onu kullanmayı durdurdum.

kullan
make use of

Let's make use of our time wisely. - Zamanımızı akıllıca kullanalım.

You should make use of this chance. - Bu şansı kullanmalısınız.

kullan
{f} use

Windows is the most used operating system in the world. - Dünyada en çok kullanılan işletim sistemi Windows'tur.

You used a condom for birth control, right? - Doğum kontrolü için bir prezervatif kullandın, değil mi?

kullan
{f} exploit

Some people try to gain advantage by exploiting their personal contacts. - Bazı insanlar kendi kişisel bağlantılarını kullanarak avantaj kazanmaya çalışır

The police found two crushed mobile phones in a trash can near the site of the killings and are attempting to exploit the data contained in them. - Polis cinayetlerin bulunduğu yere yakın bir çöp kutusunda ezilmiş iki cep telefonu buldu ve onların içerdikleri veriyi kullanmaya çalışıyor.

kullan
wield

Sami was wielding a knife. - Sami bir bıçak kullanıyordu.

Do you know how to wield an épée? - Epeyi nasıl kullanacağını biliyor musun?

kullan
get round
kullan
got round
kullan
(Bilgisayar) play

Do you usually use a pick when you play the guitar? - Gitar çaldığında bir mızrap kullanıyor musun?

Mary used her fork to play with the food on her plate. - Mary çatalını tabağındaki yemekle oynamak için kullandı.

az enerji kullanan
using low energy
şahmerdan kullanan kimse
The one monkey's
araba kullanan kimse
motorist
aracı kullanan kişinin yeri
cab
az kullanan
sparing
az kullanan
spare
ağlı kepçe kullanan kimse
dredger
baharat kullanan aşçı
seasoner
düşünen ve iradesini kullanan insan
ego
dışarıdan gelip oy kullanan kimse
outvoter
feribot kullanan kimse
ferryman
görevini kötüye kullanan kimse
jobber
gösterişli şeyler kullanan
arty crafty
iyi kılıç kullanan kimse
swordsman
kaba kuvvet kullanan kimse
jackboot
kano kullanan kimse
canoeist
keski kullanan kişi
chiseler
otomobil kullanan kimse
motorist
posta ile oy kullanan seçmen
absentee voter
renkleri ustaca kullanan sanatçı
colourist [Brit.]
renkleri ustaca kullanan sanatçı
colorist
sağ elini kullanan
right handed
sağ elini kullanan kimse
right handed person
süslü cümleler kullanan
phrasemongering
süslü sözcükler kullanan kimse
phrasemonger
tek yüzlü kılıç kullanan eskrimci
backswordsman
tek yüzlü kılıç kullanan eskrimci
backsword
tüm gücünü kullanan
all out
yük arabası kullanan kimse
carter
zor kullanan
extortionate
zor kullanan
strong arm
kullanan
Избранное