Select Keyboard: Türkçe ▾ X
| ||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|
| ||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
Турецкий язык - Английский Язык
Определение kucağında в Турецкий язык Английский Язык словарь
- in the presence of
- amongst
- kucak
- lap
- kucak
- {i} arms
- kucak
- embrace, lap; armful
- kucak
- embrace; lap
- kucak
- bosom
Связанные Термины
Турецкий язык - Турецкий язык
Определение kucağında в Турецкий язык Турецкий язык словарь
- Kucak
- (Osmanlı Dönemi) KENARE
- Kucak
- aguş
- kucak
- Açık kollarla göğüs arasındaki bölüm: "Kucağımdaki yavrumla yapayalnız kalmıştık."- S. M. Alus
- kucak
- Açık kollarla göğüs arasındaki bölüm
- kucak
- Herhangi bir durumun veya şeyin sınırlarının arası, iç
- kucak
- Ortam, ocak
- kucak
- Açık kollarla göğüs arasına sığabilen miktarda olan
- kucak
- Herhangi bir durumun veya şeyin sınırlarının arası, iç: "Oralar her saldırganlıktan korunmuş Türk kucağı idi."- R. E. Ünaydın
- kucak
- Ortam, ocak: "On yıl var ayrıyım Kına Dağı'ndan / Baba ocağından, yâr kucağından."- F. N. Çamlıbel
Связанные Термины
kucağında
Расстановка переносов
ku·ca·ğın·daResimler
История
Избранное