Çok parlak bir kravat taktı.
- He wore a very loud necktie.
Her zaman parlak renkli kravat takıyorsun.
- You are always wearing a loud necktie.
Ben çok iyi bir fiyonk bağlayamam.
- I can't tie a very good knot.
Sözleşme imzaladığımız için kararımıza bağlıydık.
- We were tied to our decision because we signed the contract.