You are always wearing a loud necktie.
- Her zaman parlak renkli kravat takıyorsun.
She gave me a necktie which was completely to my liking.
- O bana tamamen zevkime uygun bir kravat verdi.
Tom always wears a tie to work, except on Fridays.
- Tom, Cumalar hariç, çalışmak için her zaman kravat takar.
I gave my father a silk tie.
- Babama bir ipek kravat verdim.
I plan to wear a black tie.
- Siyah bir kravat takmayı planlıyorum.
Men usually wear black suits and black ties to funerals.
- Erkekler cenazeler için genellikle siyah takım elbise ve siyah kravat giyerler.