He was busy copying his friend's notebook.
- Arkadaşının defterini kopyalamakla meşguldü.
I'm not copying your homework.
- Senin ödevini kopyalamıyorum.
Can you copy this for me?
- Bunu benim için kopyalar mısın?
Could you please copy this report?
- Lütfen bu raporu kopyalar mısınız?
In order to keep his original idea from being copied, Henry resorted to reticence.
- Orijinal fikrini kopyalanmaktan korumak için, Henry suskunluğa başvurdu.
This whole sentence has been copied from Wikipedia.
- Bütün bu cümle Wikipedia'dan kopyalandı.
Don't duplicate this floppy.
- Bu disketi kopyalama.