Duygularımızı kontrol etmek bazen zordur.
- It's sometimes difficult to control our feelings.
Onu kontrol etmek için bir şirket kurdular.
- They formed a company to control it.
Enflasyon kontrolün dışına çıkıyor.
- Inflation is getting out of control.
Batı Berlin, Sovyet kontrolü olmadan kalacaktı.
- West Berlin would remain free of Soviet control.
Kendinizi kontrol etmeye çalışın.
- Try to control yourself.
Kendinizi kontrol etmelisiniz.
- You must control yourself.
İnka İmparatorluğu yönetimi her şeyi kontrol etti.
- The government of the Inca Empire controlled everything.
Tom, Xbox One denetimcisini DualShock 4'ün üstünde tercih ediyor.
- Tom prefers the Xbox One controller over the DualShock 4.
Tom beni denetimde bıraktı.
- Tom left me in control.
Nobody can control us.
- Niemand kann uns kontrollieren.
The government tends to control the media.
- Die Regierung neigt dazu, die Massenmedien zu kontrollieren.
We'll check on it right now.
- Wir kontrollieren das jetzt gleich.