He did a check on the quality.
- O, bir kalite kontrol yaptı.
What time do you start check-in?
- Bagaj kontrolüne ne zaman başlarsınız?
Inflation is getting out of control.
- Enflasyon kontrolün dışına çıkıyor.
Nobody can control us.
- Hiç kimse bizi kontrol edemez.
Tom got a grip on his emotions.
- Tom duygularını kontrol altına aldı.
The next four to six weeks are crucial in controlling the massive Ebola outbreak.
- Önümüzdeki 4 ila 6 hafta, büyük Ebola salgınını kontrol etmekte çok önemlidir.
I'm controlling myself not to lose my head.
- Başımı kaybetmemek için kendimi kontrol ediyorum.
Tom's right hand began to shake uncontrollably.
- Tom'un sağ eli kontrol edilemez bir biçimde titremeye başladı.
Things got a little out of hand.
- İşler biraz kontrolden çıktı.
Korea received an inspection from the International Atomic Energy Agency.
- Kore, Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı tarafından kontrol edilmiştir.
Tom is checking ID's.
- Tom kimlikleri kontrol ediyor.
I'm checking options.
- Seçenekleri kontrol ediyorum.
The pilot controls the engine power using the throttle.
- Pilot, valf kullanarak motor gücünü kontrol eder.
The pilot is trying to restore communication with the control tower.
- Pilot, kontrol kulesi ile olan iletişimi onarmaya çalışıyor.
The puppets are controlled by wires.
- Kuklalar teller tarafından kontrol edilir.