We should check the spread of the disease.
- Biz hastalığın yayılmasını kontrol etmeliyiz.
The defenders checked the onslaught by the attackers.
- Savunucular saldırganlar tarafından yapılan saldırıyı kontrol etti.
Tom wants you to check it out.
- Tom bunu kontrol etmeni istiyor.
We'd better check it out.
- Bunu kontrol etsek iyi olur.
Anger is hard to control.
- Öfkeyi kontrol etmek zordur.
Some things in life are beyond our ability to control.
- Hayatta bazı şeyler kontrol etme yeteneğimizin ötesindedir.
I have trouble controlling my emotions.
- Duygularımı kontrol etmekte zorlanıyorum.
I have trouble controlling my anger.
- Öfkemi kontrol etmekte zorlanıyorum.
Fadil controlled the drug trade in the area.
- Fadıl, bölgedeki uyuşturucu ticaretini kontrol etti.
Tom wanted to hit Mary, but he controlled himself.
- Tom Mary'ye vurmak istedi ama kendini kontrol etti.
The defenders checked the onslaught by the attackers.
- Savunucular saldırganlar tarafından yapılan saldırıyı kontrol etti.
Tom checked his rearview mirror before pulling out into traffic.
- Tom trafiğe çıkmadan önce dikiz aynasını kontrol etti.