The Belgian consul invited us to tea in a restaurant close to his country's embassy. - Belçikalı konsolosu bizi ülkesinin büyükelçiliğine yakın bir restoranda çaya davet etti.
Aren't you from the consulate? - Sen konsolosluktan değil misin?
(Osmanlı Dönemi) İtl. Yabancı ülkelerde yurttaşlarının haklarını korumak ve bağlı bulunduğu hükümete siyasî ve ticarî bilgileri vermekle vazifeli hariciye memuru
Yabancı ülkelerde, orada bulunan yurttaşlarının haklarını koruyan, bağlı bulunduğu hükûmete siyasal ve ticari bilgileri veren dış işleri görevlisi, şehbender