Tabak çanak yemek pişirirken ya da yerken kullandığımız eşyalardır.
- Das Geschirr sind die Geräte und Gefäße, die man zum Kochen und Essen benutzt.
Oğlum, tabi ki evlenmen gerekiyor. Kim sana yemek pişirecek?
- Natürlich musst du mal heiraten, mein Sohn. Wer wird für dich kochen?
Bir yüz çıbanım var.Bir burun deliğinin arkasında acılı bir yumru var.
- I have a facial boil. There's a painful lump at the back of one nostril.
Su kaynamaya başladı.
- The water began to boil.
Normal şartlar altında, suyun kaynama sıcaklığı 100 santigrat derece.
- Under normal conditions, the boiling point of water is 100 degrees Celsius.
Su kaynatman gerekebilir.
- You may need to boil water.
Italya'nın Reggio Emilia kasabasında istakozları kaynatmak yasa dışıdır.
- Boiling lobsters is illegal in the town of Reggio Emilia, Italy.
Italya'nın Reggio Emilia kasabasında istakozları kaynatmak yasa dışıdır.
- Boiling lobsters is illegal in the town of Reggio Emilia, Italy.
Suyu kaynatmak sadece üç dakika sürer.
- It takes only three minutes for the water to boil.
Her mother was busy cooking the dinner.
- Ihre Mutter war damit beschäftigt, Abendessen zu kochen.
Salt is necessary for cooking.
- Salz ist notwendig zum Kochen.
I'm not willing to cook dinner for twenty people.
- Ich bin nicht bereit, für zwanzig Leute Abendessen zu kochen.
My wife likes to eat out and so she doesn't have to cook.
- Meine Frau isst gerne auswärts, dann muss sie nicht kochen.