kocacığım

listen to the pronunciation of kocacığım
Турецкий язык - Английский Язык
hubby
term of endearment, husband

Laura thought Jack was the most wonderful hubby in the world..

{i} husband (Informal)
Full of hubs or protuberances; as, a road that has been frozen while muddy is hubby
husband
You can refer to a woman's husband as her hubby. hubbies husband
a married man; a woman's partner in marriage
koca
husband

She hated her husband. - O, kocasından nefret etti.

It appears that my husband is cheating on me with my friend. I want to tell her: You thieving cat!. - Bana öyle geliyor ki kocam beni arkadaşımla aldatıyor.Ona söylemek istiyorum:Sen kedi çalıyorsun!.

koca
massive
koca
enormous

He has enormous fingers. - Onun kocaman parmakları vardır.

She lives alone in a house of enormous dimensions. - Kocaman bir evde yalnız yaşıyor.

koca
huge

A huge monster is coming down the mountain. - Kocaman bir canavar dağdan aşağıya iniyor.

The lion opened its huge mouth and roared. - Aslan kocaman ağzını açtı ve kükredi.

koca
gargantuan
koca
man

They pretend to be man and wife. - Onlar karı kocaymış gibi davranıyorlar.

They became man and wife. - Onlar karı koca oldu.

koca
large

The universe is a large school. - Kainat kocaman bir okul.

I saw a large snake today. - Bugün kocaman bir yılan gördüm.

koca
great

She feared cancer would kill her husband before their great-grandson was born. - O, onların torun oğlu doğmadan önce kanserin kocasını öldüreceğinden korkuyordu.

A tiny spark may become a great flame. - Cılız bir kıvılcım kocaman bir aleve dönüşebilir.

koca
aged
koca
big

He used a big piece of paper to make the bag. - Torbayı yapmak için koca bir parça kağıt kullandı.

Tom is quite big-headed. - Tom oldukça koca kafalıdır.

koca
old

That's just an old wives' tale. - O sadece bir kocakarı masalı.

Her husband asked her to throw that old hat away. - Onun kocası o eski şapkasını atmasını istedi.

koca
consort
koca
old man
koca
hubby

My hubby and I used to go mountain climbing together. - Kocam ve ben birlikte dağ tırmanışına giderdik.

Mary's hubby is chubby. - Mary'nin kocası tombul.

koca
spouse

A widow is a woman whose spouse has died. - Dul kocası ölmüş bir kadındır.

koca
fellow
koca
feller
koca
the old man
koca
goodman
Турецкий язык - Турецкий язык

Определение kocacığım в Турецкий язык Турецкий язык словарь

Koca
er
Koca
efendi
Koca
(Osmanlı Dönemi) GANEC
Koca
ağa
Koca
aşir
Koca
erkek
Koca
gübür
Koca
abuşka
Koca
(Hukuk) ZEVC
koca
Bir kadının eşi, zevç: "Koca işinden çıktıktan sonra, borç boğazı aştı."- R. N. Güntekin
koca
Büyük, ulu
koca
Büyük, geniş: "Elinde koca bir paketle döndü."- M. Ş. Esendal
koca
Bir kadının eşi, zevç
koca
Yaşlı, ihtiyar
koca
Büyük, geniş
koca
Yüksek
koca
Kocaman, iri
kocacığım
Избранное