Onun saldırgan olduğunu herkes biliyordu.
- Everybody knew that she was being pushy.
Ortak düşmanı yenmek için birlikte dövüşmek zorunda olduklarını biliyorlardı.
- They knew they must fight together to defeat the common enemy.
Nereye gittiğimizi bilmek için bazen geriye bakmalıyız.
- Sometimes we need to look back to know where we are going to.
Ben tam saati bilmek istiyorum.
- I'd like to know the exact time.
Bu dağı tanımak istiyorum.
- I want to know about this mountain.
Tom Mary'yi daha iyi tanımak istiyor.
- Tom wants to get to know Mary better.
Yeni kelimeler ezberlemek için iyi bir yol biliyor musunuz?
- Do you know a good way to memorize new vocabulary?
Formülleri ezberlemek yeterli değil. Onların nasıl kullanılacağını bilmen gerek.
- It's not enough to memorize the formulas. You need to know how to use them.
Sağlıklı olan adam sağlığın değerini bilmez.
- A healthy man does not know the value of health.
Babanın nereye gittiğini biliyor musun?
- Do you know where your father went?
Bilmek, anlamakla aynı değildir.
- Knowing is not the same as understanding.
Bu tür soruna neyin sebep olduğunu herhangi birinin bilip bilmediğini anlamak için birilerine soracağım.
- I'll ask around to see if anyone knows what causes this kind of problem.
Seni güvende olacağın bir yere götürmek istiyorum.
- I want to get you someplace where I know you'll be safe.
Tom'un seni görmekten hoşlanacağını biliyorum.
- I know Tom would love to see you.
Seni ne kadar görmek istediğimi bilmiyorsun.
- You don't know how bad I want to see you.
Tom, Mary'nin nerede yaşamak istediğini bilmiyordu.
- Tom didn't know where Mary wanted to live.
Tom, Mary'nin nerede yaşamak istediğini bilmiyor.
- Tom doesn't know where Mary wants to live.
Babanın nereye gittiğini biliyor musun?
- Do you know where your father went?
Mahjong oynamayı biliyor musun?
- Do you know how to play mahjong?
Tom Bostonda yaşayan bir adam tanıyor.
- Tom knows a man who lives in Boston.
Bayan Hudson'un nerede yaşadığını biliyor musunuz?
- Do you know where Miss Hudson lives?
Tom, Mary'nin yaz tatilini nerede geçirmek istediğini bilmiyordu.
- Tom didn't know where Mary wanted to spend her summer vacation.
Gerçekten ihtiyacım olan şey, uzun zamandır tanıdığım en iyi arkadaşlarım Tom ve Mary ile biraz zaman geçirmekti.
- What I really needed was to spend a bit of time with my best mates Tom and Mary, who I've known for ages.
Well, congratulations. On the speech, everything. She stood up straighter and forced a smile. I can always say I knew him when..
I know your mother, but I’ve never met your father.
I won’t lend you any money. You would never pay me back; I know you.
And Adam knew Eve his wife; and she conceived, and bare Cain, and said, I have gotten a man from the LORD.
She knows chemistry better than anybody else.
Do you know that Michelle and Jack are getting divorced? ― Yes, I know.
You're old enough to know better.
- You are old enough to know better.
I am glad to know you.
- I'm glad to know you.
... everyone I knew to say that I was in the backseat of a car with a telephone and they shared ...
... And I knew exactly where it is. ...