O, domuz pirzolası yiyor.
- He's eating pork chops.
Tom'un akşam yemeği için kuzu pirzola, patates ve mantar çorbası vardı.
- Tom had lamb chops, potatoes and mushroom soup for dinner.
Sayfiye evi bana onunla birlikte geçirdiğim mutlu günleri hatırlattı.
- The cottage reminded me of the happy times I had spent with her.
Onun deniz kenarında bir sayfiye evi var
- She has a cottage by the sea.