These are very old books.
- Bunlar çok eski kitaplar.
Some read books just to pass time.
- Bazıları yalnızca zaman geçsin diye kitap okurlar.
This is a good textbook.
- Bu, iyi bir ders kitabı.
He was reading a textbook on American history.
- O, Amerikan tarihine dair bir ders kitabı okuyordu.
There's a book, a pencil, and a sheet of paper on the table.
- Masanın üzerinde bir kitap, bir kalem ve bir kağıt var.
Books are made out of paper.
- Kitaplar kağıttan yapılırlar.
This book is one of the poet's best works.
- Bu kitap şairin en iyi çalışmalarından biridir.
Were I free from work, I could read these books.
- İşim olmasa, bu kitapları okuyabilirim.
This book comes in two volumes.
- Bu kitap iki cilt halinde geliyor.
He's writing a book now.
- O şimdi bir kitap yazıyor.
She's also writing a book.
- O da bir kitap yazıyor.
We arrived at that plan out of pure desperation, but the book sold well.
- Umutsuzluktan dolayı o plana vardık fakat kitap iyi sattı.
Tomorrow, I'll take the books to the library.
- Yarın kitapları kütüphaneye götüreceğim.
The manual they asked him to read was two inches thick.
- Okumasını istedikleri el kitabı iki inç kalınlığındaydı.
The manual is in Spanish only.
- El kitabı sadece İspanyolca.