kind, caring, and generous   mean

listen to the pronunciation of kind, caring, and generous   mean
Английский Язык - Турецкий язык

Определение kind, caring, and generous   mean в Английский Язык Турецкий язык словарь

giving
bağış

Bu yıl birbirimize Noel armağanları vermek yerine hediyeler için harcayacağımız miktarı hayır kurumuna bağışladık. - Instead of giving each other Christmas presents this year, we donated the amount we would have spent on presents to a charity.

Eski kitaplarımı bağışlıyorum. - I'm giving my old books away.

giving
{f} ver

Güzel bir bayanı öperken güvenle araba sürebilen bir sürücü sadece öpücüğe hakettiği ilgiyi vermiyordur. - Any man who can drive safely while kissing a pretty lady is simply not giving the kiss the attention it deserves.

Son zamanlarda, ona maaş çekini zamanında vermiyorlar. - Recently, they have not been giving her her paycheck on time.

giving
{i} verme

Televizyon bilgi vermek için çok önemli bir araçtır. - Television is a very important medium for giving information.

O, Alex'e her konuşmasında bir ceviz verme yerine, onu sadece özellikle ceviz dediğinde verecekti. - Instead of giving Alex a nut each time he said something, she'd only give it when he specifically said nut.

giving
ver(mek)
giving
{i} bağışlama
giving
vererek

Nesne, yanıp sönen ışıklar vererek, güneye doğru uçtu. - The object flew away to the south, giving out flashes of light.

Tom çaldığı tüm parayı geri vererek özür dilemeye çalıştı. - Tom tried to make amends by giving back all the money he had stolen.

giving
(isim) bağışlama
Английский Язык - Английский Язык
giving
kind, caring, and generous   mean

    Расстановка переносов

    kind, caring, and gen·er·ous   mean

    Произношение

Избранное