Adam onu öldürmek niyeti ile ona saldırdı.
- The man attacked her with the intention of killing her.
Bir adam karısını öldürmekle suçlandı.
- A man was accused of killing his wife.
Sami bu iki cinayetten sorumluydu.
- Sami was responsible for these two killings.
Polis cinayetlerin bulunduğu yere yakın bir çöp kutusunda ezilmiş iki cep telefonu buldu ve onların içerdikleri veriyi kullanmaya çalışıyor.
- The police found two crushed mobile phones in a trash can near the site of the killings and are attempting to exploit the data contained in them.
Bu bir ölüm makinesi.
- This is a killing machine.
Ayı sansarı zayıf ve hasta hayvanları öldürerek doğanın temizlik ekibini oluşturuyor.
- Wolverines make up nature's clean-up crew, killing weak and sick animals.
Bir kişinin kültürünü öldürmek onları öldürmek gibidir.
- Killing a person's culture is like killing them.
Bir adam karısını öldürmekle suçlandı.
- A man was accused of killing his wife.
Borsada yatırım yaparak bir vurgun yaptı.
- He made a killing by investing in the stock market.
Tom Mary'yi öldürdüğünü itiraf etti.
- Tom admitted to killing Mary.
Tom Mary'yi öldürdüğünü itiraf etti.
- Tom admitted killing Mary.
Seller, şiddetli rüzgar fırtınaları, kuraklıklar, öldürücü donlar ve hava kirliliği sorunları hepsi,ara sıra, modern toplumu etkilenmiştir.
- Floods, violent wind storms, droughts, killing frosts, and the problems of air pollution have all, on occasion, influenced modern society.
He made a killing on the stock market.
... It's very, very real-- the drug killings and so forth. ...
... that. Why is that, given the kind of violence that we see sometimes with these mass killings? ...