Sami left his door unlocked.
- Sami kapısını kilitlenmemiş bıraktı.
Tom shut the door and locked it.
- Tom kapıyı kapattı ve kilitledi.
Really? I had locked it up before I went out.
- Gerçekten mi? Ben gitmeden önce onu kilitlemiştim.
The locking mechanism has jammed.
- Kilitleme mekanizması sıkıştı.
I remember locking the door.
- Kapıyı kilitlediğimi hatırlıyorum.
I locked the door, in case someone tried to get in.
- Birisi içeri girmeye çalışır diye kapıyı kilitledim.
I forgot to lock the storeroom.
- Depoyu kilitlemeyi unuttum.