kesildi

listen to the pronunciation of kesildi
Турецкий язык - Английский Язык
(Bilgisayar) aborted
Simple past tense and past participle of abort
Rendered abortive or sterile; undeveloped; checked in normal development at a very early stage; as, spines are aborted branches
past of abort
{s} rendered sterile; underdeveloped; held back in a early stage
Brought forth prematurely
kes
{f} hewed
kes
plimsoll
kes
sneaker
kes
(Bilgisayar) kill

Please give me something to kill the pain. - Lütfen bana ağrı kesecek bir şey ver.

I thought for sure we'd be killed. - Kesinlikle öldürüleceğimizi düşündüm.

kes
cut down

They cut down the tree. - Onlar ağacı kestiler.

After his heart attack, Jim had to cut down on his sugar intake. - Jim kalp krizinden sonra, şeker alımını kesmek zorunda kaldı.

kes
truncate
kes
cut in

Please don't cut in while I'm talking with him. - Onunla konuşurken lütfen sözümü kesmeyin.

She cut in when we were talking. - Biz konuşurken sözümüzü kesti.

kes
hew
kes
{f} hack

Tom hacked Mary's leg off with a rusty machete. - Tom paslı bir pala ile Mary'nin bacağını kesti.

Tom hacked Mary's arm off with a sword. - Tom Mary'nin kolunu bir kılıçla kesti.

kes
cutoff
kes
{f} cut

The scissors won't cut anything. - Makas bir şey kesmez.

It's easy to cut cheese with a knife. - Peyniri bıçakla kesmek kolaydır.

kes
{f} cutting

Tom is cutting corners. - Tom köşeleri kesiyor.

After cutting habanero peppers, be careful not to rub your eyes. - Habanero biberlerini kestikten sonra gözlerini ovalamamak için dikkatli ol.

kes
{f} hewn
kes
cut the cackle
kes
cut off

We were cut off while talking on the telephone. - Biz telefonda konuşurken bağlantı kesildi.

Tom has been running around the office like a chicken with its head cut off. - Tom ofisin etrafında kafası kesilmiş bir tavuk gibi koşuyordu.

kes
{f} excise
kes
{f} shear
kes
{f} knife

The tip of the knife is sharp. - Bıçağın ucu keskindir.

He cut his finger with the knife. - O, bıçakla parmağını kesti.

kes
{f} rip
kes
{f} shorn
kes
break

He's always breaking into our conversation. - Her zaman konuşmamızı kesiyor.

The thief cut the telephone lines before breaking into the house. - Eve girmeden önce, hırsız telefon hatlarını kesmiş.

kes
amputate

I had to amputate Tom's leg. - Tom'un bacağını kesmek zorunda kaldım.

Tom had one of his legs amputated. - Tom bacaklarından birini kestirdi.

kes
curtail
kes
gym boot, sneaker
kes
less of that
kes
cut it out!
kes
have done

What you have done is absolutely inexcusable. - Yaptığın şey kesinlikle affedilmez.

Stop acting like this Tom! I'm tired of this nonsense! Just have done with it already! - Böyle davranmayı kes Tom! Bıktım bu saçmalıktan! Bırak bu işleri artık!

kes
dry up
kes
basketball shoe, (high-topped) sneaker
kes
cut#off
kes
exscind
kes
lance
kes
trephine
kes
shutt#off
kes
slit

The police think that Tom was stabbed before his throat was slit. - Polisler onun gırtlağı kesilmeden önce, Tom'un bıçaklandığını düşünmektedir.

Tom and his buddies slit the throats of eleven men and women. - Tom ve onun arkadaşları on bir erkek ve kadının boğazlarını kesti.

kes
trepan
kes
shutt off
kes
gash
kes
cut it out

You're not a child anymore so cut it out! - Artık bir çocuk değilsin bu yüzden kes artık.

kes
heckle
kes
resect
Английский Язык - Английский Язык

Определение kesildi в Английский Язык Английский Язык словарь

kes
the kestrel
Kes
kes
kes
Uncut hair, one of the five physical symbols that a Khalsa Sikh must have It is a symbol of spirituality
kes
The ISO 4217 currency code for the Kenyan Shilling
kes
Unshorn Hair
kesildi
Избранное