Two times two is four.
- İki kere iki dört eder.
He jumped up the steps three at a time.
- O, bir kerede üç basamak atladı.
Two times two is four.
- İki kere iki dört eder.
Tom has told me that same joke more than ten times.
- Tom aynı fıkrayı bana on kereden fazla anlattı.
I met your father once.
- Bir keresinde babanla karşılaştım.
I have seen a panda once.
- Bir keresinde bir panda gördüm.
A book worth reading is worth reading twice.
- Okunmayı hak eden bir kitap iki kere okunmayı hak eder.
Twice two is equal to four.
- İki kere iki dört eder.
I've already told him this a thousand times.
- Zaten ona bunu bin kere söyledim.
Measure thrice, cut once.
- Üç kere ölç, bir kere kes.
Measure thrice, cut once.
- üç kere düşün bir kere söyle.