Mary knitted Tom a pullover for his birthday.
- Mary, doğum günü için Tom'a bir kazak ördü.
How much is this pullover, please?
- Bu kazak ne kadar, lütfen?
The suspect was last seen wearing blue jeans and an orange sweatshirt.
- Şüpheli en son mavi kot pantolon ve turuncu bir kazak giyerken görüldü.
The colder it got, the more I wanted a jumper.
- Ne kadar çok soğuk olursa, o kadar çok bir kazak isterim.
Why are you wearing a sweater?
- Neden bir kazak giyiyorsun?
She bought him a sweater, but he hated the color.
- O, ona bir kazak satın aldı, ama o renginden nefret etti.
She doesn't know Kazakh language.
- O Kazak dilini bilmiyor.
I will try to write in Kazakh myself.
- Kendim Kazakça yazmaya çalışacağım.
Where's a cossack, there's a glory.
- Nerede bir Kazak, orada bir zafer var.
The Moon is cossacks' Sun.
- Ay Kazakların Güneşidir.