He went abroad to raise fund for the project.
- Projeye kaynak toplamak için yurt dışına gitti.
When we hear of a divorce we assume that it was caused by the inability of those two people to agree upon fundamentals.
- Bir boşanma duyduğumuzda biz bunun o iki kişinin temel ilkeler üzerinde anlaşmaya varma yetersizliğinden kaynaklandığını varsayıyoruz.
China is rich in natural resources.
- Çin doğal kaynaklar bakımından zengindir.
We have limited resources.
- Sınırlı kaynaklarımız var.
Don't add sentences from copyrighted sources.
- Telifli kaynaklardan cümleler eklemeyin.
Tatoeba is open source.
- Tatoeba açık kaynaklıdır.
This door has been welded shut.
- Bu kapı kaynakla kapatıldı.
Tom said that he thought Mary knew how to weld.
- Tom Mary'nin nasıl kaynak yapacağını bildiğini sandığını söyledi.
This is pure spring water.
- Bu saf kaynak suyudur.
Mary only washes in spring water.
- Mary sadece kaynak suyuyla yıkama yapar.
Such trouble stems from carelessness.
- Böyle sorunlar dikkatsizlikten kaynaklanır.
Don't add sentences from copyrighted sources.
- Telifli kaynaklardan cümleler eklemeyin.
The province is rich in mineral resources.
- İl, maden kaynaklarınca zengindir.
The region is relatively rich in mineral resources.
- Bölge maden kaynakları açısından oldukça zengindir.
No supply is unlimited.
- Hiçbir kaynak sınırsız değildir.
Sami's birth resulted from an extramarital affair.
- Sami'nin doğumu evlilik dışı bir ilişkiden kaynaklandı.
This river rises in the mountains in Nagano.
- Bu nehir Nagano dağlarından kaynaklanır.
The supplies are beginning to give out.
- Kaynaklar tükenmeye başlıyor.
This tradition originates from China.
- Bu gelenek Çin'den kaynaklanır.
Where did such rumors originate?
- Bu söylentiler nereden kaynaklandı?
I think Tom is resourceful.
- Ben Tom'un zengin kaynaklı olduğunu düşünürüm.