kaymayan

listen to the pronunciation of kaymayan
Турецкий язык - Английский Язык
nonskid
firm
nonslip
non-slip
kay
{f} skiing

How often do you go skiing every year? - Her yıl ne sıklıkla kayağa gidersin?

I prefer swimming to skiing. - Yüzmeyi kayak yapmaya tercih ederim.

kay
{f} skid

The police car skidded to a stop. - Polis arabası kayarak durdu.

The patrol car skidded to a stop. - Devriye arabası kayarak durdu.

kay
rise

This river rises in the mountains in Nagano. - Bu nehir Nagano dağlarından kaynaklanır.

Does depreciation of the yen give rise to inflation? - Yenin değer kaybetmesi enflasyona neden olur mu?

kay
{f} ski

I want to buy a pair of ski boots. - Ben, bir çift kayak botu satın almak istiyorum.

He broke his leg skiing. - Kayak yaparken bacağını kırdı.

kay
slid

The children were sliding on the ice. - Çocuklar buz üzerinde kayıyorlardı.

If you whip the steering wheel around like that on a snowy road, the car is going to go into a slide. - Karlı bir yolda direksiyonu o şekilde çevirirsen, kayarsın.

kay
{f} glide

The skaters glided across the ice. - Patenciler buzun üzerinde kaydı.

The skaters glided rapidly around the rink. - Patenciler pistin çevresinde hızla kaydı.

kay
{f} slip

Tom slipped on ice and broke his hip last winter. - Geçen kış Tom buzda kaydı ve kalçasını kırdı.

He slipped and nearly fell. - O kaydı ve neredeyse düşecekti.

kay
{f} slipping

The wolf peered around the corner before slipping silently into the woods. - Kurt sessizce ormana kaymadan önce dikkatle köşeye baktı.

Wear boots to avoid slipping. - Kaymayı önlemek için çizmeler kullanın.

kay
{f} skating

Which do you like better, skating or skiing? - Hangisini daha çok seversin, paten yapmayı mı yoksa kayak yapmayı mı?

I like skating better. - Patenle kaymayı daha çok severim.

kay
{f} sliding

When I was a child, I used to like sliding down the staircase banister. - Çocukken merdivenden kaymak hoşuma giderdi.

The children were sliding on the ice. - Çocuklar buz üzerinde kayıyorlardı.

kay
{f} skate

The ice is too thin to skate on. - Buz kaymak için çok ince.

Tom decided to give up skateboarding after his accident. - Tom kazadan sonra kaykay yapmaktan vazgeçmeye karar verdi.

kay
slither

Tom saw a snake slither across the path. - Tom bir yılanın patikadan kayışını gördü.

The slippery snake slithered right out of his hand. - Kaygan yılan onun tam elinin dışına kaydı.

kay
flow away
kay
{f} shift

By studying the Doppler shift of different galaxies, scientists have concluded that all of the galaxies are moving away from each other. - Bilim adamları farklı galaksilerin Doppler kaymalarını inceleyerek galaksilerin tümünün birbirlerinden uzaklaştıkları sonucuna vardılar.

Politics in this country is shifting towards the left. - Bu ülkedeki siyaset sola doğru kaymaktadır.

kay
{f} gliding
kay
{f} slide

Sledding is very easy. All you have to do is sit down tight and let it slide. - Kızakla taşımak çok kolaydır. Yapman gereken tek şey sıkı oturmak ve onu kaydırmaktır.

Would you please slide the van door open? - Lütfen kamyonet kapısını kaydırarak açar mısın?

kay
cay
kay
glissade
kay
prolapse
Английский Язык - Английский Язык

Определение kaymayan в Английский Язык Английский Язык словарь

Kay
A short form of Katherine and other female names beginning with a "K"; popular as a middle name
Kay
A male given name derived from the surnames, or from a rare medieval given name ( as the Sir Kay of Arthurian legend ), Welsh Cai, Latinized as Caius, related to the modern male name Kai
kay
Abbreviation of okay
kay
The name of the Latin script letter K/k
Kay
In Arthurian legend, the foster brother and steward of King Arthur. The letter k. Boyle Kay Kay Alan Kay John Kay Ulysses Simpson
Kay
short form of Katherine and other names beginning with a "K";popular as a middle name
Kay
derived from the surnames, or from a rare medieval given name ( as the Sir Kay of Arthurian legend ), Welsh Cai, Latinized as Caius, related to the modern male name Kai
Kay
A surname derived from several Old and Middle English words; also adopted by immigrants whose surnames began with a K
Kay
{i} female first name; family name
kay
The letter k
Турецкий язык - Турецкий язык

Определение kaymayan в Турецкий язык Турецкий язык словарь

KAY
(Osmanlı Dönemi) Kusma, istifrağ. Hastalıktan dolayı ağızdan çıkan hazmolmamış gıdâ maddesi.Âlim-i mürşid koyun olmalı; kuş olmamalı. Koyun, kuzusuna süt; kuş, yavrusuna kay verir. M
kay
Yağmur, yaz yağmuru
kay
Yağmurlu hava
kay
(Osmanlı Dönemi) hazmolmamış gıda. Hazmedilmemiş yiyecek
kay
Kusma
kay
Yaz yağmuru
kaymayan
Избранное