How often do you go skiing every year?
- Her yıl ne sıklıkla kayağa gidersin?
I prefer swimming to skiing.
- Yüzmeyi kayak yapmaya tercih ederim.
The police car skidded to a stop.
- Polis arabası kayarak durdu.
The patrol car skidded to a stop.
- Devriye arabası kayarak durdu.
This river rises in the mountains in Nagano.
- Bu nehir Nagano dağlarından kaynaklanır.
Does depreciation of the yen give rise to inflation?
- Yenin değer kaybetmesi enflasyona neden olur mu?
I want to buy a pair of ski boots.
- Ben, bir çift kayak botu satın almak istiyorum.
He broke his leg skiing.
- Kayak yaparken bacağını kırdı.
The children were sliding on the ice.
- Çocuklar buz üzerinde kayıyorlardı.
If you whip the steering wheel around like that on a snowy road, the car is going to go into a slide.
- Karlı bir yolda direksiyonu o şekilde çevirirsen, kayarsın.
The skaters glided across the ice.
- Patenciler buzun üzerinde kaydı.
The skaters glided rapidly around the rink.
- Patenciler pistin çevresinde hızla kaydı.
Tom slipped on ice and broke his hip last winter.
- Geçen kış Tom buzda kaydı ve kalçasını kırdı.
He slipped and nearly fell.
- O kaydı ve neredeyse düşecekti.
The wolf peered around the corner before slipping silently into the woods.
- Kurt sessizce ormana kaymadan önce dikkatle köşeye baktı.
Wear boots to avoid slipping.
- Kaymayı önlemek için çizmeler kullanın.
Which do you like better, skating or skiing?
- Hangisini daha çok seversin, paten yapmayı mı yoksa kayak yapmayı mı?
I like skating better.
- Patenle kaymayı daha çok severim.
When I was a child, I used to like sliding down the staircase banister.
- Çocukken merdivenden kaymak hoşuma giderdi.
The children were sliding on the ice.
- Çocuklar buz üzerinde kayıyorlardı.
The ice is too thin to skate on.
- Buz kaymak için çok ince.
Tom decided to give up skateboarding after his accident.
- Tom kazadan sonra kaykay yapmaktan vazgeçmeye karar verdi.
Tom saw a snake slither across the path.
- Tom bir yılanın patikadan kayışını gördü.
The slippery snake slithered right out of his hand.
- Kaygan yılan onun tam elinin dışına kaydı.
By studying the Doppler shift of different galaxies, scientists have concluded that all of the galaxies are moving away from each other.
- Bilim adamları farklı galaksilerin Doppler kaymalarını inceleyerek galaksilerin tümünün birbirlerinden uzaklaştıkları sonucuna vardılar.
Politics in this country is shifting towards the left.
- Bu ülkedeki siyaset sola doğru kaymaktadır.
Sledding is very easy. All you have to do is sit down tight and let it slide.
- Kızakla taşımak çok kolaydır. Yapman gereken tek şey sıkı oturmak ve onu kaydırmaktır.
Would you please slide the van door open?
- Lütfen kamyonet kapısını kaydırarak açar mısın?