When I was a child, I used to like sliding down the staircase banister.
- Çocukken merdivenden kaymak hoşuma giderdi.
This kind of shoe is apt to slip on wet ground.
- Bu tür ayakkabı ıslak zeminde kayma eğilimindedir.
Be careful not to slip.
- Kaymamak için dikkatli ol.
The wolf peered around the corner before slipping silently into the woods.
- Kurt sessizce ormana kaymadan önce dikkatle köşeye baktı.
Wear boots to avoid slipping.
- Kaymayı önlemek için çizmeler kullanın.
The ice is solid enough for skating.
- Buz, kaymak için yeterince katıdır.
Tom and Mary went skating on the pond.
- Tom ve Mary paten kaymak için gölete gittiler.
By studying the Doppler shift of different galaxies, scientists have concluded that all of the galaxies are moving away from each other.
- Bilim adamları farklı galaksilerin Doppler kaymalarını inceleyerek galaksilerin tümünün birbirlerinden uzaklaştıkları sonucuna vardılar.
Politics in this country is shifting towards the left.
- Bu ülkedeki siyaset sola doğru kaymaktadır.
She walked slowly so she wouldn't slip.
- Kaymamak için yavaşça yürüdü.
Be careful not to slip.
- Kaymamak için dikkatli ol.
Butter is made from cream.
- Tereyağı kaymaktan yapılır.
I'm glad you enjoy skiing, but I guess it's just not my cup of tea.
- Kaymaktan hoşlandığına sevindim ama sadece bu bana göre değil.
We went to the mountain to ski.
- Kaymak için dağa gittik.
I may go skiing at Zao next month.
- Gelecek ay Zao'da kaymaya gidebilirim.
He broke his leg skiing.
- Kayak yaparken bacağını kırdı.
The patrol car skidded to a stop.
- Devriye arabası kayarak durdu.
The speeding vehicle skidded and crashed head-on into the rear-end of a truck before the driver could say Jack Robinson.
- Hız aracı Jack Robinson diyemeden önce kaydı ve bir kamyonun arkasına direkt çarptı.
Does depreciation of the yen give rise to inflation?
- Yenin değer kaybetmesi enflasyona neden olur mu?
This river rises in the mountains in Nagano.
- Bu nehir Nagano dağlarından kaynaklanır.
I may go skiing at Zao next month.
- Gelecek ay Zao'da kaymaya gidebilirim.
I want to buy a pair of ski boots.
- Ben, bir çift kayak botu satın almak istiyorum.
I'm glad you enjoy skiing, but I guess it's just not my cup of tea.
- Kaymaktan hoşlandığına sevindim ama sadece bu bana göre değil.
Skiing is a lot of fun.
- Kaymak çok eğlenceli.
The ice is too thin to skate on.
- Buz kaymak için çok ince.
Tom moved the flower pot to the left and the secret door slid open.
- Tom saksıyı sola doğru hareket ettirdi ve gizli kapıyı kaydırarak açtı.
The children were sliding on the ice.
- Çocuklar buz üzerinde kayıyorlardı.
When I was a child, I used to like sliding down the staircase banister.
- Çocukken merdivenden kaymak hoşuma giderdi.
The skaters glided rapidly around the rink.
- Patenciler pistin çevresinde hızla kaydı.
Tom glided across the ice effortlessly.
- Tom buzun üzerinde çaba harcamadan kaydı.
Tom slipped on the ice and fell down.
- Tom buzda kaydı ve düştü.
This kind of shoe is apt to slip on wet ground.
- Bu tür ayakkabı ıslak zeminde kayma eğilimindedir.
Wear boots to avoid slipping.
- Kaymayı önlemek için çizmeler kullanın.
The wolf peered around the corner before slipping silently into the woods.
- Kurt sessizce ormana kaymadan önce dikkatle köşeye baktı.
I like skating better.
- Patenle kaymayı daha çok severim.
Skating on the pond is dangerous.
- Göletin üstünde kayak yapmak tehlikelidir.
When I was a child, I used to like sliding down the staircase banister.
- Çocukken merdivenden kaymak hoşuma giderdi.
The children were sliding on the ice.
- Çocuklar buz üzerinde kayıyorlardı.
I think skateboards are usually cheaper than rollerblades.
- Kaykayların genellikle tekerlekli patenlerden daha ucuz olduklarını düşünüyorum.
The ice is too thin to skate on.
- Buz kaymak için çok ince.
Tom saw a snake slither across the path.
- Tom bir yılanın patikadan kayışını gördü.
The slippery snake slithered right out of his hand.
- Kaygan yılan onun tam elinin dışına kaydı.
By studying the Doppler shift of different galaxies, scientists have concluded that all of the galaxies are moving away from each other.
- Bilim adamları farklı galaksilerin Doppler kaymalarını inceleyerek galaksilerin tümünün birbirlerinden uzaklaştıkları sonucuna vardılar.
Politics in this country is shifting towards the left.
- Bu ülkedeki siyaset sola doğru kaymaktadır.
Tom drank curdled milk.
- Tom kaymak tutmuş süt içti.
Would you please slide the van door open?
- Lütfen kamyonet kapısını kaydırarak açar mısın?
If you whip the steering wheel around like that on a snowy road, the car is going to go into a slide.
- Karlı bir yolda direksiyonu o şekilde çevirirsen, kayarsın.
I like skating better.
- Patenle kaymayı daha çok severim.
One of Tom's favorite things to do is skating.
- Tom'un en sevdiği şeylerden biri patenle kaymaktır.
Roller skating is fun.
- Tekerlekli patenle kaymak eğlencelidir.