He found his missing brother at last.
- Sonunda kaybolan erkek kardeşini buldu.
To my amazement, it disappeared in an instant.
- Benim için sürpriz oldu, o bir anda gözden kayboldu.
Tom disappeared without a trace.
- Tom bir iz bırakmadan ortadan kayboldu.
Why did you get lost in the woods?
- Ormanda niçin kayboldun?
You can't get lost in big cities; there are maps everywhere!
- Büyük kentlerde kaybolmazsın, her yerde haritalar var!
I am afraid that you will get lost.
- Kaybolmuş olabileceğinden korkuyorum.
Wherever I may go, I will get lost.
- Nereye gidersem gideyim, ben kaybolurum.