The loss amounted to 100 dollars.
- Kayıp 100 dolara ulaştı.
His death is a great loss.
- Onun ölümü büyük bir kayıptır.
They gave him up for lost.
- Onlar onu kayıp kabul ettiler.
Between sobs, that lost girl said her name.
- O, kayıp kız hıçkırıklar arasında adını söyledi.
I put my suitcase in the baggage room yesterday, but now it seems to be missing.
- Dün bavulumu bagaj odasına koydum ama şimdi kayıp gibi görünüyor.
A ring and some cash are missing.
- Bir yüzük ve biraz nakit kayıpi
All my books are gone.
- Tüm kitaplarım kayıp.
Tom has been gone almost a week.
- Tom neredeyse bir haftadır kayıp.
A lost dog strayed into our neighborhood yesterday.
- Kayıp bir köpek dün bizim çevreye girdi.
A possible side effect of the contraceptive pill is a loss of sex drive.
- Doğum kontrol haplarının olası bir yan etkisi, cinsel dürtüdeki kayıptır.
We can't afford any more casualties.
- Biz daha fazla kayıpları göze alamıyoruz.
There have been no reports of casualties.
- Hiç kayıp raporu yoktu.
I found the lost ball in the park.
- Kayıp topu parkta buldum.
They all looked for the lost child.
- Onların hepsi kayıp çocuğu aradı.