It's really hard to comprehend.
- Kavramak gerçekten zor.
This theory is too difficult for me to comprehend.
- Bu teoriyi kavramak için benim çok zordur.
How long does it take to get the hang of this sewing machine?
- Bu dikiş makinasını kavramak ne kadar sürer?
How long does it take to get the hang of this sewing machine?
- Bu dikiş makinasını kavramak ne kadar sürer?
I didn't quite grasp what she meant.
- Onun ne demek istediğini tamamen kavramadım.
He tried to grasp the rail.
- O, demiryolunu kavramaya çalıştı.
Tom has a powerful grip.
- Tom'un güçlü bir kavraması var.
Tom loosened his grip.
- Tom kavramasını gevşetti.
Tom has a powerful grip.
- Tom'un güçlü bir kavraması var.
She gripped my arm tightly.
- O, kolumu sıkıca kavradı.
He clutched her arm firmly.
- O kolunu sıkıca kavradı.
The problem is beyond my grasp.
- Sorun benim kavramamın ötesinde.
He tried to grasp the rail.
- O, demiryolunu kavramaya çalıştı.
How long does it take to get the hang of this sewing machine?
- Bu dikiş makinasını kavramak ne kadar sürer?
He's a good kid - very quick on the uptake and he does whatever needs to be done.
- O iyi bir çocuk - kavramada çok hızlı ve yapılması gerekeni yapar.