Определение katılımcılar в Турецкий язык Английский Язык словарь
- (Ticaret) participants
All the participants gathered in the main hall.
- Bütün katılımcılar ana salonda toplandı.
The participants accused him of carelessness.
- Katılımcılar onu dikkatsizlikle suçladı.
- All parties to the trade including buy side, sell side, exchanges, clearing houses and custodians
- Everyone, including customers and workers, who are involved in a country's service production
- Stakeholders who are engaged in project activities For example, in a project that involves implementing a new curriculum, the participants might be the instructors teaching the new curriculum and the students receiving it
- all those directly involved in a complaint including complainants, subjects, parties and adversely affected persons, but not other interested persons
- National service participants who have disabilities and who were interviewed the service and inclusion project
- an eligible person who has been selected to participate in S+C
- Those employees who are not only eligible to participate in a plan but who have satisfied all enrollment requirements for participation
- Can view the calendar and create new entries, can use tools appropriate for all users (such as merging calendars), and can perform all tasks that Visitors can do
- Typically used to describe those who attend or contribute to focus group discussions
- All those playing at the same table, whether or not active in the current deal (Mit-spieler )
- plural of participant
- the subjects in an experiment
- Patients, users, relatives of the deceased, professional carers or members of the public who agree to take part in a study
- Customers who choose to participate in DSM programs offered by a utility
- katılım
- participation
We encourage your participation.
- Katılımınızı destekliyoruz.
Church participation has fallen.
- Kilise katılımı düştü.
- katılımcı
- participant
So far there has been only one participant who won one million Israeli Shekels in Who Wants to Be a Millionaire in Israel.
- İsrail'deki Kim milyoner olmak ister yarışmasında şimdiye kadar yalnızca bir katılımcı bir milyon İsrail Şekeli kazanabildi.
In addition many groups have been formed so that the elderly can socialize with one another and remain active participants in American life.
- Ayrıca yaşlıların birbiriyle kaynaşabilmeleri ve Amerikan yaşamında aktif katılımcılar olarak kalabilmeleri için çok sayıda gruplar kurulmuştur.
- katılım
- attendance
The attendance at the party was larger than had been expected.
- Partiye katılım beklenenden daha büyüktü.
Your attendance will affect your final grade.
- Katılımınız final derecenizi etkileyecektir.
- katılımcı
- {i} participating
- katılım
- turnout
We're very pleased with the turnout.
- Katılımdan çok memnunuz.
The turnout exceeded expectations.
- Katılım, beklentileri aştı.
- katılım
- {i} accession
- katılımcı
- {i} actor
- katılım
- (Biyokimya) incorporation
- katılım
- contribution
Contributions are encouraged.
- Katılımlar teşvik edilmektedir.
- katılım
- (Ticaret) sharing
- katılımcı
- contributor
In order to tag sentences, you must, at least, be an advanced contributor.
- Cümleleri etiketlemek için en azından gelişmiş katılımcı olmak zorundasın.
Contributors should add sentences that are respectful of others.
- Katılımcıların başkalarına saygılı cümleler eklemeleri gerekir.
- katılımcı
- attendant
The plan was supported by practically all the attendants.
- Plan hemen hemen tüm katılımcılar tarafından desteklendi.
- katılımcı
- participatory
Government should be participatory.
- Hükümet, katılımcı olmalıdır.
- Katılımcı
- affiliative
- katılım
- involvement
She admitted her involvement in the robbery.
- O, soyguna katılımını itiraf etti.
- katılım
- participation in
- katılım
- accretion
- katılım
- share
- katılım
- (sayısı) turnout
- katılım
- (Hukuk) accession, integration into
- katılım
- subscription
- katılımcı
- subscriber
- katılımcı
- participator
Government should be participatory.
- Hükümet, katılımcı olmalıdır.