It started to snow.
We have had several heavy snows this year.
The wind had dropped, and the snow, tired of rushing around in circles trying to catch itself up, now fluttered gently down until it found a place on which to rest.''.
According to the weather forecast, it will snow tomorrow.
- Hava tahminlerine göre yarın kar yağacak.
Look at that mountain which is covered with snow.
- Karlarla örtülü şu dağa bak.
Robert got a small proportion of the profit.
- Robert, karın küçük bir bölümünü aldı..
He has done this for profit.
- O, kar etmek için bunu yaptı.
My wife is liable to catch a cold.
- Karım üşütmeye eğilimli.
My wife catches colds easily.
- Karım çok çabuk soğuk kapar.
It will be to our mutual benefit to carry out the plan.
- Bu planı gerçekleştirmek karşılıklı olarak yararımıza olacaktır.
The government decided to impose a special tax on very high incomes.
- Hükümet, çok yüksek gelirlere özel bir vergi uygulamaya karar verdi.
He advocated State Capitalism over Market Capitalism.
- O, Pazar Kapitalizmine karşı Devlet Kapitalizmini savundu.
Most French people are against capital punishment.
- Çoğu Fransız, idam cezasına karşıdır.
In return for helping you with your studies, I'd like to ask a small favor of you.
- Çalışmalarınızda size yardım karşılığında, ben sizden küçük bir iyilik rica ediyorum.
I'll bet Madonna doesn't return to her career for awhile.
- Madonna'nın kariyerine bir süre için geri dönmeyeceğine bahse girerim.
They tried very hard to gain an advantage over one another.
- Onlar birbirlerine karşı üstünlük sağlamak için çok uğraştılar.
A small gain is better than a great loss.
- Zararın neresinden dönersek kârdır.
Mary mixed the ingredients to make a cake.
- Mary bir pasta yapmak için malzemeleri karıştırdı.
You cannot mix oil and water.
- Yağ ve suyu karıştıramazsın.
He finally yielded to the request of his wife and bought a house.
- O sonunda karısının isteğine boyun eğdi ve bir ev satın aldı.
You must not yield to temptation.
- Günaha karşı boyun eğmemelisin.
This company's profit margin is very big.
- Bu şirketin kar marjı çok büyük.
This product brought us a large margin.
- Bu ürün bize büyük bir kar getirdi.
Tom's boots sank into the deep snow.
- Tom'un botları derin kara battı.
Tom kicked the snow off his boots.
- Tom karı tekmeleyerek botundan düşürdü.
AIDS can be stopped only if every person decides to take action against it.
- AIDS sadece her birey buna karşı harekete geçmeye karar verirse durdurulabilir.
His wife now had to take care of his grandfather, not to mention their two children.
- İki çocuğu şöyle dursun, karısı şimdi onun büyük babasına bakmak zorundaydı.
I am not accountable to you for my actions.
- Yaptıklarımdan size karşı sorumlu değilim.
My brother has a Twitter account.
- Erkek kardeşimin bir Twitter hesabı var.
This bacteria is resistant to every available antibiotic.
- Bu bakteri mevcut tüm antibiyotiklere karşı dirençli.
Tickets are available for $30 per couple or $20 per single reservation.
- Biletler çift başına 30 Dolar ya da tek bir rezervasyon için 20 Dolar karşılığı mevcuttur.
My daughter likes summer fruits, such as cherries, watermelons and peaches.
- Kızım kiraz, karpuz ve şeftali gibi yaz meyvelerini seviyor.
Mary likes watermelons more than melons.
- Mary karpuzları kavunlardan daha fazla sever.
My sister likes melons and so do I.
- Kız kardeşim kavun sever ve ben de.