He blew soap bubbles.
- O, sabun kabarcıklarını üfledi.
This soap makes a lot bubbles.
- Bu sabun çok kabarcıklar yapar.
I got blisters from the burn.
- Yanıktan kabarcıklar aldım.
Tom has trouble with his walking boots. He has blisters on the sole of one foot.
- Tom'un yürüyüş botlarıyla sorunu var. Bir ayağının tabanında kabarcıklar var.
The girl is blowing bubbles.
- Kız kabarcıkları üflüyor.
Rose was blowing bubbles.
- Rose hava kabarcıkları üflüyordu.