kaçırmayın

listen to the pronunciation of kaçırmayın
Турецкий язык - Английский Язык
miss it
miss out on

Don't miss out on this opportunity. - Bu fırsatı kaçırmayın.

kaçır
kidnap

He's being accused of kidnapping. - O adam kaçırmakla suçlanıyor.

Hearing about people kidnapping little children just makes my blood boil. - Küçük çocukları kaçıran insanlar hakkında duymak kanımı kaynatıyor.

kaçır
thrown away
kaçır
pass up

I didn't want to pass up the chance of seeing Hong Kong, so I agreed to go on the trip. - Hong Kong'u görme şansını kaçırmak istemedim, bu yüzden geziye gitmeyi kabul ettim.

He does not pass up any opportunity to meddle in other people's business. - O diğer insanların işine karışma fırsatını kaçırmaz.

kaçır
throwaway
kaçır
throw away

Don't throw away a good opportunity. - Güzel bir fırsatı kaçırma.

kaçır
thrownaway
kaçır
skyjacking
kaçır
hijack

Investigators foiled a plot to hijack an airplane. - Müfettişler bir uçak kaçırma planını bozdular.

In a desperate attempt to escape, Tom hijacked a school bus but was quickly captured by the police. - Kaçmak için olan umutsuz bir girişimde, Tom okul otobüsünü kaçırdı ama polis tarafından çabucak yakalandı.

kaçır
passup
kaçır
abduct

Does Tom really believe that Mary was abducted by aliens? - Tom gerçekten Mary'nin uzaylılar tarafından kaçırıldığına inanıyor mu?

I dreamed I had been abducted by aliens. - Uzaylılar tarafından kaçırıldığımı hayal ettim.

kaçır
smuggling
kaçır
smuggle

Tom smuggled a bottle of whiskey into Mary's hospital room. - Tom Mary'nin hastane odasına bir şişe viski kaçırdı

kaçır
skyjack
kaçır
hijacking
kaçırmayın
Избранное