kızartmalar

listen to the pronunciation of kızartmalar
Турецкий язык - Английский Язык
deep frying
frying in a deep pan of boiling fat
kızartma
fry

Have you ever thought about baking your potatoes instead of frying them? - Sen hiç onları kızartma yerine patateslerini fırında pişirmeyi düşündün mü?

Tom offered Mary a French fry and she took one. - Tom Mary'ye bir Fransız kızartma sundu ve o bir tane aldı.

kızartma
(a) fried food
kızartma
frying

Mary threw some sausages into the frying pan. - Mary kızartma tavasına bazı sosisler attı.

Have you ever thought about baking your potatoes instead of frying them? - Sen hiç onları kızartma yerine patateslerini fırında pişirmeyi düşündün mü?

kızartma
frying; toasting, roasting; fried food, broiled food; fried
kızartma
1.frying
kızartma
broiled food
kızartma
(Gıda) roasted
kızartma
fried food
kızartma
roast

Dad uses fire to roast a chicken. - Babam tavuk kızartmak için ateş kullanır.

It's roasting in this room. - Bu odada kızartma yapılıyor.

kızartma
rubefaction
kızartma
saute
kızartma
fritter
Турецкий язык - Турецкий язык

Определение kızartmalar в Турецкий язык Турецкий язык словарь

kızartma
Kızartmak işi
kızartma
Kızartılarak pişirilmiş
kızartma
Kızartılarak hazırlanmış yemek
Kızartma
tezgeldi