kızartarak

listen to the pronunciation of kızartarak
Турецкий язык - Английский Язык
frying
The action of the verb to fry
cooking in fat or oil in a pan or griddle
present participle of fry
The process denoted by the verb fry
{i} cooking in oil
kızar
{f} fried

Tom bought a bucket of extra-spicy fried chicken and a container of coleslaw. - Tom bir ekstra-baharat kovası, kızarmış piliç ve bir konteyner lahana salatası ısmarladı.

Tom loves fried chicken. - Tom, kızarmış tavuk seviyor.

kızar
become red
kızar
fry

Tom burned his fingers on a hot frying pan. - Tom sıcak bir kızartma tavasında parmaklarını yaktı.

Tom is frying an egg. - Tom bir yumurta kızartıyor.

kızartarak
Избранное