Tom collects teddy bears, postcards and stamps, old coins, stones and minerals, number plates and hubcaps - in short: almost everything.
- Tom oyuncak ayıları, kartpostal ve pulları, eski paraları, taş ve mineralleri, trafik plakaları ve jant kapaklarını yani kısacası hemen hemen her şeyi toplar.
In short, all our efforts resulted in nothing.
- Kısacası, tüm çabalarımız boşa gitti.
In brief, he was wrong.
- Kısacası, o yanılıyordu.
In brief, the party was splendid.
- Kısacası, parti müthişti.
In a word, I don't trust him.
- Kısacası ona güvenmiyorum.
In a word, life is short.
- Kısacası, yaşam kısadır.