küçümse

listen to the pronunciation of küçümse
Турецкий язык - Английский Язык
{f} scorned
despise

He despised those who lived on welfare. - Refah içinde yaşayan insanları küçümsedi.

They don't despise you. - Onlar seni küçümsemiyorlar.

{f} scorn

Everybody is fed up with Dan's scornful attitude. - Herkes Dan'ın küçümseyen tavrından bıktı.

There was a scornful note in his voice. - Sesinde küçümseyen bir ifade vardı.

pooh pooh
{f} condescending
belittle

Do not belittle his suggestions. - Onun önerilerini küçümseme.

He takes every opportunity to belittle you. - O sizi küçümsemek için her fırsatı kullanır.

despised

Even his servants despised him. - Onun uşakları bile onu küçümsedi.

Tom and I despised each other. - Tom ve ben birbirimizi küçümsedik.