John Bill kadar yaşlı değil; çok daha genç.
- John is not as old as Bill; he is much younger.
Daha genç günlerimize geri dönüş yoktur.
- There is no returning to our younger days.
Sam Tom'dan iki yaş küçük.
- Sam is two years younger than Tom.
Küçük erkek kardeşim TV izliyor.
- My younger brother is watching TV.